Safranbolu, Türk egemenliğinden önce, Bizans'ın Paflagonya eyâleti içinde, müstahkem mevki durumunda Dadibra (Dadybra) isimli bir kent idi.
Candaroğulları Safranbolu'yu 1326 yılına doğru aldıktan sonra Safranbolu, Candaroğulları ile Osmanoğulları arasında, Kastamonu bölgesine egemen olma yarışının geçtiği bir mücadele alanı oldu. Osmanlılar Safranbolu'yu Yıldırım Bâyezid zamanında 1392 yılında aldılar.
Safranbolu tarihi geçmişinde, en üstün ekonomik ve kültürel düzeyine Osmanlı döneminde ulaşmış ve 17 yy. da İstanbul – Sinop kervan yolu üzerinde önemli bir konaklama merkezi olması nedeniyle bölgede ticaret gelişmiş ve zenginlik artmıştır. Osmanlı’nın bazı devlet adamları kente önemli eserler bırakmışlardır.
Safranbolu, geleneksel Türk toplum yaşantısının tüm özelliklerini yansıtan ve tarihi geçmişinde yarattığı kültürel mirası çevresel dokusu içinde koruyan örnek bir kenttir. Sahip olduğu bu zengin kültürel mirası kent ölçeğinde korumadaki başarısı dolayısıyla UNESCO tarafından "DÜNYA MİRAS KENTİ" listesine alınmıştır. 2000’e yakın korunması gereken Kültür ve Tabiat varlığına sahip olması kenti Müze Kent haline getirmiş ve korumacılıktaki başarısı da kente ‘Korumanın Başkenti’ ünvanını kazandırmıştır.
Kentin ününü oluşturan Safranbolu Evleri 18. Ve 19. Yy. Türk aile hayatının geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini yansıtan mükemmel mimarlık bilgisi ile yapılmışlardır. Özellikle Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve eşsiz konaklar gelenlerde hayranlık uyandıracak niteliktedir.
SAFRANBOLU' NUN YERLEŞİMİ VE COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ
Safranbolu, Batı Karadeniz Bölgesinde denizden kuş uçumu 65 km içerde bulunan bir ilçedir. Karabük iline bağlı olan Safranbolu, il merkezinden yalnızca 8 km uzaklıktadır.İlçenin jeolojik yönden oluşumu ilginç özellikler arzeder. Derin ve uzun kanyonların yanında büyük mağaralar, dağ yamaçlarındaki mağara ağızlarından çıkan büyük çaplı sular bulunmaktadır.
Şehir merkezi de ilginç bir jeolojik yapının üzerinde kurulmuştur. Tokatlı(Gümüş), Akçasu ve Bulak dereleri üç ayrı kanyon yaparak şehirden geçer, daha sonra Araç çayına karışırlar. Çarşı kesiminde bu kanyonların dar kesimleri üzerinde kurulmuş yapılar görmek mümkündür.
Safranbolu'da iklim, Karadeniz iklimi ile iç Anadolu iklimi arasında geçiş özelliği gösterir. Yazlar sıcak , kışlar soğuk, baharlar ılık ve serin geçer. Yağışlar ilkbahar,sonbahar ve kış aylarına yayılmıştır. Safranbolu, ismini en kalitelisi Safranbolu’da yetişen safran bitkisinden almaktadır. Altın kadar değerli bir bitki olan ve Ekim sonu, Kasım başında açmaya başlayan safran çiçeğinin hasadı hızlı bir şekilde yapılmak durumundadır. Çünkü, gün ağarırken açan çiçekler gün ilerledikçe solmaya başlar. Kendi ağırlığının yüzbin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilme özelliği bulunan safran, ilaç, gıda ve kozmetik sanayiinde kullanılmaktadır.
SAFRANBOLU’ DA GEZİLECEK GÖRÜLECEK YERLER
Kentin turistik ve tarihi eserlerin yoğunlaştığı bölge olan ‘çarşı’ kesiminde en güzel panaromik görüntü Hıdırlık Tepesi’nden alınmaktadır. Karşı tepede bulunan Eski Hükümet Binası artık Kent Tarihi Müzesi olarak kullanılmaktadır. Müzenin arkasında Saat Kulesi, Cephane Binası, Eski Hapishane Binası görülmesi gereken yerlerdir.Kentteki 25’in üstündeki tarihi camilerden özellikle Köprülü Mehmet Paşa Camii, İzzet Mehmet Paşa Camii, Kazdağlıoğlu Camii, Dağdelen Camii,Kaçak Camii, Mescit Camii, Ulu Cami (Ayastefanos Kilisesi) ile Cinci Hanı ve Cinci Hamamı yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdikleri tarihi eserlerdir. Demirciler, Bakırcılar, Semerciler Çarşıları ile Yemeniciler Arastası Safranbolu ticaret ve zenaati hakkında bizlere ışık tutmaktadır.
BULAK (MENCİLİS MAĞARASI); Safir Konak' tan 4 km batıda yer almaktadır. ( Google Harita )
CAM TERAS ve İNCEKAYA SU KEMERİ; Safir Konak' tan 4,3 km Kuzey Doğuda yer almaktadır. ( Google Harita )
YÖRÜK KÖYÜ ( Google Harita )
Safir Konak' tan 15,4 km uzaklıktaki bu “Müze Köy”e, Kültür Bakanlığı tarafından 1997 yılında gerçek bir Türk-Türkmen Köyü oluşu ve tarihi yapılarının görkemi nedeniyle koruma altına alınmıştır. Safranbolu’nun küçük bir maketidir. 93 tescilli eser bulunmaktadır.
16.yüzyılda Safranbolu yöresinde yaşayan göçebe cemaatlere“Yörükan-Taraklı” ya da “Yörükan-ı Taraklıborlu” adı verilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Safranbolu, biri bugünkü Safranbolu ilçe merkezinde Medine-i Taraklıborlu diğeri merkezi bugünkü Yörük Köyü adını taşıyan aşiretler için kurulmuş olan Yörükan-ı Taraklıborlu adını taşıyan iki ayrı kazadır. Her iki kazanın da merkezi Kütahya olan Anadolu Beylerbeyinin Bolu Sancağına bağlı olduğu bilinmektedir.
Yörük köyü ile ilgili yazılı efsanelerde, Yörüklerin14.15.yüzyıllarda göçer durumda oldukları kendilerine özgü vergi düzeni ile ayrı bir kariye teşkil edecek şekilde bir kadıya bağlanıp zaman içerisinde yerleştirildikleri ve bu kazanın merkezi olarak bugünkü Yörük köyünün tespit edildiği ve uzun sürede yüzyıllar boyunca konumlarını devam ettirdikleri anlaşılmaktadır.Köyün yaşlılarının kendi atalarından duydukları efsaneye göre; Osmanlının başlangıcı olan Kayı boyunun Karakeçili aşiretine bağlı olarak, buraya yani, Safranbolu’nun Taraklı Borlu yöresine, geniş aileleri ve hayvanları ile 3 kardeş gelmişler. Adları Hüseyin, Hacı ve Davut. Bu geniş oba yerleşirken, büyük kardeş Hüseyin, bu Yörük Karyesini kurmuş. Öbürleri de yine kendi adlarını taşıyan “Hacılar Obası ve “Davut Ovası’nı “ kurmuşlar.
19.yy ikinci yarısında özellikle ll. Abdülhamit döneminde, Yıldız Sarayının muhafız biriminde Karakeçili aşireti bireylerinin yer aldığı , hatta sarayın dış binaları ve bahçeleri Arnavut ve Boşnak kökenli muhafızların korumasına bırakılmışken, Hünkarın yattığı binanın gece ve iç güvenliğinin Karakeçili aşiretinden gelme elemanlara emanet edildiği bilinmektedir. Bu askerlik hizmetleri dolayısıyla bir dönem Yeniçeriler yoluyla Bektaşilik dünya görüşünün Yörük Köyü’nde bazı aileleri etkilediği ,fakat 19. yy başlarında bu etkinin ortadan kalktığı Köydeki mezar taşların incelemesinden anlaşılıyor.
Safranbolu’nun aksine arsa ve engebeli arazi sorunu olmayan Yörük’lüler evlerini nerede ise bitişik nizamda inşa etmişlerdir. Anadolu köylerinde genellikle görülen ev kümelenmesi yerine ana cadde boyunca yapılanmışlardır.Evlerin tümünün kendilerine ait bahçeleri vardır. Yörük’ün kent boyutlu evlerinde kırsal bir yaşama sanatı hakimdir.Osmanlı dönemi klasik üslubun ev mimarisindeki en güzel örneklerli ile dolu, bilinen köy evi tarzının dışında bir yerleşme, adeta tümü birer konak niteliğindedir.
Köyden yetişmiş, İstanbul’da ve Ankara’da oturan aydın kişilerin kurdukları, “Yörük Köyü Kültür Mirasını Koruma, Tanıtma ve Dayanışma Vakfı “ , bu girişimlerin öncüsü olarak bağış yolu ile köyün en görkemli yapısı Muratoğlu Konağı’nı restore ettirmişlerdir. Köyün gezilen Çamaşırhanesi ve Sipahioğlu Konağı Safranbolu turizmine önemli bir hareket ve çeşitlilik getirmektedir. ( Kaynak : T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI SAFRANBOLU TURİZM DANIŞMA BÜROSU )
KANYONLAR, ORMANLAR ve YAYLALAR; Düzce Kanyonu, Sırçalı Kanyonu, Tokatlı Kanyonlarında foto safari ve Tracking olanakları bulunmaktadır. Sarıçiçek Yaylası ve Safranbolu'ya sadece 30 km uzaklıktaki, dünyaca ünlü YENİCE ORMANLARI, doğa yürüyüşü ve fotoğraf çekmeyi sevenler için keşfedilmeyi beklemektedir.